Peki ya şimdi? FETÖ saldırısının sonrası…

Aidiyet kurduğu gruptan kendisine söyleneni ve yaptırılanı sorgulamayan bir grup insanın devlet gücüyle neler yapabileceğine şahit olan ve onları kahramanca durduran aziz milletin, bu yaşadıklarından yapacağı çıkarımla, sorgusuzluğa dayanan grup aidiyetleri konusunda bir hassasiyeti geliştirmesi en büyük kazanımlardan biri olacaktır. Read the rest of this entry »

Rusya’nın “Değişim Yöntemi” Üzerine…

Suriye sınırımızın tehlikeli ortamında sınırı aşan ve düşürülen bir savaş uçağının Rusya Federasyonu’na ait olduğu ortaya çıktıktan sonra bu ülkenin Türkiye politikası önemli bir konu başlığı halini aldı. Yazının konusu da bu, fakat farklı bir odağa sahip. Bu yazı, çeşitli medya ortamlarında bulunabilen olay detayları ve muhtemelen TV’lerde bolca konuşulan doğalgaz, ticaret, turizm, askeri eylemler vesaire hakkında öngörüler içermiyor. Tarafların söylem ve eylemlerini az çok takip edenler için bazı öngörülere dair öncüller sağlayabilir.

Mesele iki devletin Suriye politikalarının “değişmemesinden” kaynaklandığı için, önce barışla savaş arasında iki politik “değişim” yöntemi çerçevemiz olacak. Sonra Rusya Federasyonunun Suriye politikası ve ardından Türkiye politikasının bu çerçevede bir yorumunu bulacaksınız. Yazının sonunda gelecekte Türkiye – Rusya Federasyonu (RF, Rusya) ilişkilerinde nelerin mümkün olduğu hakkında çıkarımlarda bulunabilirsiniz.

Uluslararası Politikanın İki Temel Değişim Aracı

Uluslararası İlişkilerin aktörleri, gelecekte umdukları faydaları artırmak ve çekindikleri zararları önlemek amacıyla güçleriyle orantılı şekilde çeşitli politikalar üzerine etkili olmaya ve bazen önemli değişimler sağlamaya çalışır. Bu tür çabalarda sonuç almaya dönük iki ana yöntem kullanır.

Read the rest of this entry »

Terör Örgütlerinin Barış Psikolojisi, PKK ile Müzakere, Kayıpların Topluma Etkisi ve İnsanlık Dışı Davranışlar Üzerine

Terör örgütleri bir tür büyük-grup kimliğini1Büyük-grup kimliği bir etnik gruba, ırka, dini veya siyasal bir ideolojiye dair bir sıfatı haiz aidiyeti ifade eder. Büyük-grup kimliği ile ilgili sorunların çözümüne yönelik psiko-politik kavramlar ve yöntemleri, Vamık D. Volkan’ın anı kıvamındaki “Divandaki Düşmanlar” eserinden inceleyebilirsiniz. Yazı, bu kitaptan bir çok paragrafın derlemesini içermektedir. refere eden, birtakım siyasal sonuçları terör aracıyla arayan küçük bir alt-gruptur. Bu alt-grup, manipüle edilmiş “kurbanlaşmanın egoistliği” adı verilen duygularla “öteki” gruba karşı hissizleşen, onu “insanlıktan çıkaran” ve dolayısıyla “öldürülebilir” gördüğü düşüncelerle bir ideoloji yaratır. Böylece “ötekini” öldürmenin önünde duygusal engele sahip olmayan bir alt-grup kimliği edinir. Bu alt-grup bir yandan “öteki” üzerinde terör yaratırken diğer yandan, ait olduğu büyük-grup kimliği içerisinden, sözkonusu “ötekini öldürme serbestisine” karşı olanları da terörize eder. Böylece habis propaganda yoluyla ideolojisini yayarak alt-grup varlığını idame eder.

Bu silahlı alt-grubun liderleri ve takipçileri paylaştıkları alt-grup kimliğine dair “kimlik kaybı korkusu” adı verilen bir kaygı nedeniyle barış süreçlerini bizzat kendileri baltalarlar. Şöyle ki: Read the rest of this entry »

Atıflar

1. ^ Büyük-grup kimliği bir etnik gruba, ırka, dini veya siyasal bir ideolojiye dair bir sıfatı haiz aidiyeti ifade eder. Büyük-grup kimliği ile ilgili sorunların çözümüne yönelik psiko-politik kavramlar ve yöntemleri, Vamık D. Volkan’ın anı kıvamındaki “Divandaki Düşmanlar” eserinden inceleyebilirsiniz. Yazı, bu kitaptan bir çok paragrafın derlemesini içermektedir.

Savaş ve Sosyal Medya notu

2001′den bir “sahne” bilmem 11 Eylül’den başka.  2003′te savaş CNN’den canlı yayınlanıyordu. Dolayısıyla Amerika’nın söyleyebildiğini biliyorduk, onların gözünden görünüyordu. Sonra el-Cezire çıktı televizyonda alternatifti belki.

“Skandallar” çıkıyordu bir aylık “zafer”in ardından. Yanlış gidiyordu bir şeyler, kızıyorduk, olan biteni değiştirme isteğini yaşatıyordu her yayın. Daha pek çok düşünce..

Şimdi savaş her yerde, her grup Twitter (ve youtube) ile canlı yayın ve manipülasyon imkanını kullanıyor. Pek çok şeye sebep oluyor şu icat.

Bugünlerde zor fakat umarım buralardan zihinlere giren her şey.. ‘birinin bir diğerini katline varan her türlü çekişmeden bıkkınlığın’ da hızla yayılmasına hizmet eder. Sıradan bir Müslümanın adil bir siyasal yapı ile istikrar isteğini yaşatır. Barışın çaresini aratır…

Unutmuşsam anımsatın…

DEDİM Kİ!

Tek tek kontrol edemem ya

koca dünyanın dertlerini.

“Savaşmayın,” dedim.

“Çocuklar ölüyor, günahtır,

yazıktır,” dedim gençlere.

Dedim ki, “Şeytan illa toynaklı,

Kuyruklu, boynuzlu olacak değil ya.

Kötü insanlardan uzak durun,” dedim.

“Aşk güzeldir, sevmek güzeldir.

Acısı bile güzeldir, sevin,” dedim.

“İntizar etmeyin, ah etmeyin.

Kendi özünüze acı vermeyin,” dedim.

“Paraya tapmayın, altın inekler yapmayın,” dedim.

“Kirdir aslında, kir kiri çeker, göz doymaz,” dedim.

“Güç alınteridir, emektir, üretmektir,

insanlığı sevebilmektir,” dedim.

“Çalmayın, çırpmayın, yıkmayın, yakmayın,

sizi dost bilenlere hainlik yapmayın,” dedim.

Dedim ki, “Vicdanınızı formda tutun,

onun zindanları doğruya götürür ruhunuzu.

Yılmayın, yorulmayın, düşünce darılmayın,” dedim.

“Acı da hayata dair, sabredin,” dedim.

Dedim ki, “Doğayı yenemezsiniz.”

“Onu sevin, koruyun ve hatta ondan korkun.

Onun bir adımı, sizin on bin yılınız,” dedim.

“Onun bir nefesi, sizin tüm varoluşunuz,” dedim.

Dedim ki, “Hayat bir lütuftur,

şükürle uyanın her sabah.”

Tek tek anlatamam ki…

Ben diyeceklerimi DEDİM.

 

Erhan Güleryüz,

Kayıkhane Durgunu,

2. Baskı, İstanbul: Alfa,

Mayıs 2006, s.73.

 

BM’de Adaletin (!) bir geçmişi var

Temmuz 2014 boyunca İsrail’in Filistin’de sivilleri katlettiği dehşet verici saldırılarına şahit olduk.

Read the rest of this entry »

Akılcılık, Değerler ve Dış Politika

Gerçekçi ve akılcı “yürütülmesi gerektiği” –yürütüldüğü değil- imajına sahip dış politika bazen gerçekçi olmayabildikleri de bilinen ‘değer’ vb. öznel etkenlerle neden gerekçelendirilir” sorusu zaman zaman kafaları kurcalar. Bunun cevabını, Özel Konular dersi için “Stratejik Zihniyet Çerçevesinde Dış Politika Analizi ve Türkiye Örneği” konusunu incelerken anlamaya çalışıp kısa bir başlıkta ele almıştım. Türkiye’nin dış politikasında değerlerin sıkça konu edilmesi dolayısıyla (stratejik zihniyet bağlantısını aradan çıkararak) burada yeniden ele aldım.

Başlamadan önce sorumuzu tekrar edeyim: Değerler, neden çıkar tanımlamalarına temel ve dolayısıyla dış politikaya gerekçe olur?

İyi okumalar…
Read the rest of this entry »

Birleşik Krallık’ta Azınlıkların Korunması

Birleşik Krallık’taki Farklı Kimliklerin Tarihsel Serüveni yazısında, Uluslararası Politikada Azınlıklar dersinde yapacağım sunumdan bahsetmiştim. Dersini seçmeli olarak aldığımız Prof.Dr. Erol Kurubaş hocamızın “Asimilasyon’dan Tanınmaya: Uluslararası Alanda Azınlık Sorunları ve Avrupa Yaklaşımı” adlı eserini temel alarak hazırladığım sunumda Britanya makamlarının internet sitelerinden elde ettiğim verileri de kullanarak Birleşik Krallık’ta Azınlıkların Korunması konusunu işledim. Sunumda Birleşik Krallıkla ilgili genel bilgilerin ardından, kitabın genel mantığı ve elde edilen güncel veriler çerçevesinde şu başlıklar yer aldı:

Read the rest of this entry »

Birleşik Krallık’taki Farklı Kimliklerin Tarihsel Serüveni

Uluslararası Politikada Azınlıklar dersinde belirli konulardan biri seçilerek sunum yapılıyor. Ben de 29 Nisan Salı günkü derste yapacağım “İngiltere: Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele Yoluyla Azınlıkların Korunması” başlıklı sunuma hazırlanıyorum. Bu hazırlık sırasında araştırdığım Britanya’daki kimliklerin/farklılıkların tarihsel oluşum süreci oldukça ilgi çekici geldi ve azınlık sorunlarının çözümü açısından bazı yararlı çıkarımlara da kapı aralıyordu. Bu nedenle sunumun küçük bir kısmında anlatacağım bir-iki dakika ile geçiştirmek istemedim. Böylece Britanya ve barındırdığı farklı kimliklerin tarihi ile ilgili bu özet ortaya çıktı.[1]

İyi okumalar..

Birleşik Krallık’taki Farklı Kimliklerin Tarihsel Serüveni

Read the rest of this entry »

1915 Olayları Hk. Basın Açıklaması Üzerine…

23 Nisan 2014’te Başbakanlıktan yapılan yazılı basın açıklaması ile 1915 olaylarına hakkında, özellikle Ermeni toplumuna yönelik olarak, Doğu ve Batı Ermenice´nin de aralarında bulunduğu 8 ayrı dile tercüme edilen bir mesaj yayınlandı.[1] Ermeni kimliğini anlama ve bu çerçevede iletişim sağlama gerekliliği üzerinden mesaj metnini değerlendirmeye çalıştım. Umarım bu kısa çalışma mesajın miliyetçi söylemlerden uzaklaşılarak anlaşılmasına hizmet eder.

Ermeni Diasporasının Kimliğini Anlamak
Read the rest of this entry »

←Older